Ağız Etmek Deyimi Ne Demek? Bir Hikâyeyle Deyimin Kalbine Yolculuk Bir Hikâyenin Peşinden Gidelim Bazı deyimler vardır ki yalnızca bir dilbilgisi konusu değil, insan ilişkilerinin ta kendisidir. “Ağız etmek” de onlardan biridir. Kelimelerden daha fazlasını anlatır; kırgınlıkların, pişmanlıkların ve insanın iç dünyasında olup bitenlerin bir dışa vurumudur. Size bugün bu deyimin anlamını uzun uzun açıklamayacağım. Onun yerine sizi bir hikâyeye davet edeceğim. Bu hikâyede, çözüm arayışındaki bir adamla, empatisiyle köprüler kuran bir kadının dünyasında “ağız etmek”in gerçekte ne anlama geldiğini birlikte göreceğiz. Bir Kavganın Ardından: Mehmet ve Elif Çözüm Arayışındaki Adam Mehmet 38 yaşında, planlı, mantıklı ve stratejik düşünen bir…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Karboksilik Asit Suda Çözünür mü? (Bilimin Geleceğine Dair Bir Molekül Yolculuğu) Geleceği düşünürken aklımıza genellikle uçan arabalar, yapay zekâ dostlarımız veya Mars’ta kurulan şehirler gelir. Ama çoğu zaman fark etmediğimiz küçük kahramanlar vardır: Moleküller. Onlar sessiz sedasız hayatımızı şekillendirir. Bugün o kahramanlardan biriyle ilgili oldukça temel ama geleceğe ışık tutan bir soruya odaklanalım: Karboksilik asit suda çözünür mü? Belki ilk bakışta sadece bir kimya sorusu gibi görünebilir. Ancak inanın, cevabı geleceğin ilaçlarından enerji teknolojilerine kadar uzanan dev bir hikâyeyi barındırıyor. — Karboksilik Asit Nedir? Temellerden Geleceğe 🌱 Karboksilik asit, yapısında –COOH grubunu bulunduran organik bileşiklerin genel adıdır. Bu grup sayesinde…
Yorum BırakLoki Hangi Tanrı? Edebiyatın Gölgesinde Kaosun, Mizahın ve Dönüşümün Tanrısı Kelimeler, bazen bir dua, bazen de bir ihanettir. Bir edebiyatçı için her kelime, düzenin içine sızan küçük bir kaos tanrısı gibidir. “Loki hangi tanrı?” sorusu bu yüzden yalnızca mitolojik bir merak değil, aynı zamanda anlatının doğasına dair bir sorgulamadır. Çünkü Loki, her hikâyenin kıvrımında, düzeni bozan ama aynı zamanda anlamı yeniden kuran bir simgedir. Edebiyatın evreninde Loki, sadece İskandinav mitolojisinin hilebaz tanrısı değildir; o aynı zamanda karakterin dönüşümünü, anlatının çatlağını ve kelimenin gücünü temsil eder. Kaosun Şairi: Loki’nin Edebi Arketipi Loki, klasik anlamda bir tanrı değildir; o, tanrıların dengesini bozan,…
Yorum BırakÇift Maaş Hangi Günler? Mitler, Modeller ve Gerçek Hayat Bir konuyu farklı açılardan deşmeyi seven biri olarak bugün “çift maaş hangi günler?” sorusunu masaya yatırıyorum. Kimimiz bu cümleyi duyunca gözleri parlayarak “İkramiye yattı mı?” diye sorar; kimimiz de “Çalışanın emeği ne zaman gerçekten iki kat değer görüyor?” diye düşünür. Gelin, hem veriye yaslanan hem de toplumsal etkileri dert eden iki yaklaşımı yan yana koyalım, samimi bir sohbet başlatalım. Önce Tanım: “Çift Maaş” Ne Demek Olabilir? “Çift maaş”, tek bir formüle sığmıyor ve bağlama göre değişiyor: İkramiye/prim günleri: Yıllık, dönemsel ya da performans bazlı ödemelerin maaşa eklendiği günler. Resmî tatilde/hafta tatilinde…
Yorum BırakMerhaba sevgili okur! 🌟 Bugün size biraz tarih, biraz mizah, biraz da gündelik hayatın tuhaflıklarıyla harmanlanmış bir yazı getirdim. Hani bazen sorarız ya: “Yahudileri Türkiye’ye kim getirdi?” İşte tam da bu sorunun cevabını hem stratejik erkek aklı hem de empatik kadın bakışıyla eğlenceli bir sohbet havasında açığa çıkaralım dedim. Hazırsanız, kahvenizi alın, başlayalım! Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “B Planı da Hazır!” Tarih sahnesinde erkek figürleri düşünün: haritalarla oynayan, satranç tahtasında plan yapan, “bir ihtimal daha var” diyerek seçenek üreten tipler… 1492’de İspanya’dan sürülen Yahudiler için Osmanlı Sultanı II. Bayezid’in yaklaşımı da tam olarak buydu. Adam resmen dönemin “kriz yöneticisi”! Avrupa’dan kaçırılan…
Yorum BırakGüvercin Kaç Saat Uyur? Edebiyatın Kanatlarında Bir Sessizlik Kelimenin gücü, bazen bir güvercinin kanadında taşınan barış kadar kırılgandır. Edebiyat, bu kırılganlığı sözcüklere dönüştürmenin sanatıdır. Bir yazar için her canlı, bir sembol, bir anlatı aracıdır. Güvercin ise, hem barışın hem yalnızlığın, hem de uykunun sessizliğinin timsalidir. “Güvercin kaç saat uyur?” sorusu ilk bakışta biyolojik bir merak gibi görünse de, aslında insanın kendi iç huzuruna, dinginliğine ve uykusuz vicdanına dair derin bir çağrıdır. Uykunun Metaforu: Sessizlikte Saklı Anlam Bir güvercin ortalama olarak 10 ila 12 saat uyur. Ancak edebiyatçı, bu bilgiyi sadece bir veri olarak değil, bir metafor olarak okur. Çünkü uyku,…
Yorum BırakOmbudsman Kimler Başvurabilir? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Analiz Kamu düzenine, idarenin adaletine ve bireyin hakkını arayışına kafa yormayı seviyorum. “Ombudsman kimler başvurabilir?” sorusu kulağa basit gelse de, içinde toplumsal, duygusal ve hatta cinsiyet temelli farklılıkları barındırıyor. Çünkü bu kurum sadece bir “şikâyet kapısı” değil; vatandaşın devlete karşı sesini duyurabildiği en insani kanallardan biri. Hadi gelin, bu konuyu hem erkeklerin objektif gözünden hem de kadınların duygusal sezgisiyle birlikte inceleyelim. — Ombudsmanlık Nedir ve Kime Hizmet Eder? Ombudsmanlık, yani Kamu Denetçiliği Kurumu, vatandaşın kamu kurumlarına karşı yaşadığı haksızlıkları dile getirdiği, çözüm aradığı bir yapıdır. Bağımsız çalışır, şikâyetleri inceler, çözüm önerir ve…
Yorum BırakKâmet Tek Okunur mu? Şeklin Ötesinde Manayı Savunan Cesur Bir Bakış Açık konuşalım: “Kâmet tek okunur mu?” sorusu sadece teknik bir detay değil, ibadetin ruhunu nereye koyduğumuzu gösteren turnusol kâğıdı. Bu yazıda, ezberlenmiş kalıpların değil, bilinçli tercihin peşindeyim. Çünkü kâmetin tek mi çift mi okunacağı üzerine kopan fırtına, bazen niyetin berraklığını gölgeliyor. Hadi, tartışmanın merkezine inelim ve meseleye cesurca bakalım. Fotoğrafı Netleştirelim: “Tek mi, Çift mi?” Aslında Hangi Mezhep? Kâmet cümlelerinin kaç kez okunacağı, tarih boyunca farklı rivayetlerden beslenmiş ve mezhepler arasında farklılaşmıştır. Özet tablo şöyle: Hanefî gelenekte kâmet cümlelerinin genellikle ikişer okunması görüşü güçlüdür; buna delil olarak sahâbî rivayetleri…
Yorum BırakEn Büyük Şelalesi Nerede? Antropolojik Bir Yolculuk Su, Kültür ve İnsan Arasındaki Bağ Bir antropolog olarak dünyayı anlamanın en etkileyici yollarından biri, doğanın insan yaşamındaki yerini incelemektir. Şelaleler, sadece coğrafi harikalar değil; aynı zamanda toplumların inançlarını, ritüellerini ve kimliklerini şekillendiren derin sembollerdir. Peki en büyük şelalesi nerede? Bu sorunun yanıtı yalnızca fiziksel bir konumla değil, insanlığın doğayla kurduğu kültürel ilişkiyle de ilgilidir. Doğanın Sesi: Şelalelerin Antropolojik Önemi Birçok kültürde şelaleler, tanrısal güçlerin, doğurganlığın ve yaşam döngüsünün temsili olarak kabul edilir. Antropolojik açıdan bakıldığında, suyun düşüşüyle birlikte çıkan gürültü, hem doğanın hem de insan topluluklarının içsel ritmini yansıtır. Bu ritim, kimi…
Yorum BırakDoğan Ne Demek TDK? Antropolojik Bir Bakışla Kültürlerin İçinde Yeniden Doğmak Bir antropolog olarak dünyayı anlamaya çalışırken kelimeler, tıpkı kültürler kadar, bize insan olmanın çeşitliliğini anlatır. “Doğan” kelimesi de bu anlamda yalnızca bir isim ya da bir tanım değil; doğumun, yeniden doğuşun ve kültürel sembollerin derin bir yansımasıdır. Peki, Doğan ne demek TDK? Türk Dil Kurumu’na göre “doğmak” fiilinden türeyen “doğan”, doğmuş olan, dünyaya gelen veya bazen yeni bir başlangıcı simgeleyen anlamlar taşır. Ancak antropolojik açıdan bu kelime, sadece bir doğumun değil, kimliğin, aidiyetin ve topluluk hafızasının da bir sembolüdür. Doğan: Ritüellerin ve Yeniden Doğuşun Simgesi İnsanoğlu tarih boyunca “doğmak”…
Yorum Bırak